1 Ekim 2012 Pazartesi

Adam ölmüş, şans getirmiş kadına...

Bu geceye kısmetmis, ne zamandır ölsün diye yazamadığım adamı öldürmek, bu sefer sevmekten öldürmüyorum, bu sefer gerçekten öldükten sonra ne farkeder kadının hayatında diye merak ediyorum...

E hadi başlayalım o zaman.
Sonra adam ölmüş... Adamın gömlek cebinde kopup saçılmış , turkuaz mavisi, nazar boncuğu süslemeli bir bileklik bulunmuş... Turistik pazarlarda şans bilekliği diye satılan, alana değil, armağan edilene şans getirdiği ancak adam öldügünde farkedilmis bir bileklik... Diğer ikisini kadına bırakarak ölmüş adam...

Akışına yaşıyormuş bırakılan hayatını adam, kim bilir kimlerden bırakılmışsa, tam da kalbinin altından yaralanmış, akışına bırakılan kadının akıntısında ölmüş bir gün adam, daha önce ölenlerle toplu bir cenaze töreni düzenlenmiş bu iki satıra sığdırılan dost sandığı eski bir tanıdığa. (tanımıyormuş aslında)

Sonra ne mi olmuş, kadın o iki bilekliği tamamlayacak bir diğerini bulmuş adı şans :) yepyeni bir heyecan duymuş daha önce tüm ölenlerin ardından olduğu gibi... Akışına gömülmüş adam da tüm eskiden ölenler gibi...

O kadar da uzun zaman geçmemesine rağmen kadın içindeki tüm hırçınlığı akıttığından mı, bu yeni heyecanın şarhoşluğundan mı bilinmez unutmuş bir tavşanın peşinde hızlıca yaşanamayanları, iyi ki de yaşanmamışları...

Adam ölmüş ve bir kısa mesajla bıraktığı vasiyetinde şans bırakmış kadına...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder