14 Kasım 2012 Çarşamba

Domestikleşmekten de ölünür mü?


Eşyaların yerini değiştirsem biraz daha sıcak bir yuva olur mu evim diye düşünmekten başka bir şey düşünmeye fırsat bulamıyorum kaç gündür. Hayır daha ne kadar yuva sıcaklığı pompalayabilirim bekar evine? 10 yıldır yalnız yaşarım, 1 evim de dağınık pejmurde yarım yamalak olsundu di mi? ama yooookkk illa içerde bi maaile yaşıyoruz havası, misafire göre düzenlenmiş oturma grubu, aman misafirim ağzı kokulu yatmasın diye yedek diş fırçası, örme battaniyeler hava serinleyince üstüne almak için, erkekler için ayrı şampuan, fazladan banyo lifi, misafir tabak takımı, yalnızca misafir gelince yanacaklar ve yalnızken yanacaklar diye ayırdığım mumlar. (kendim için yaktıklarımın şaftı kayıyor, pejmurde bir görüntü vermek istemem) Hayır sanırsın ki misafirlerim de görümcem falan. Baya boş beleş bekar insanlar...



Ben sanırım bu hayatın insanı değilim cinconlar. Geçenlerde baya sesli sesli hayal kurdum. Çalışmasam ben yaa... diye başlayan. O değil de bütün hayallerimin ilk cümlesi bu olmaya başladı. Ki ben bunu gerçek sanarım diye korkmaktan alamıyorum kendimi. Neyse hayallerimize dönüyoruz.

Şimdi ben güya çalışmıyormuşum. (Güya burda olumsuzca inanmama gafletine sürüklüyor. O kelimeyi kullanmak istemiyorum. Çok gerçekmiş gibi etli butlu bir hayal bu.

Ben çalışmıyorum. Sabah kalkıp çayı demleyip, kocama kahvaltı hazırlıyorum. O kahvaltısını yaparken ben de yanında oturup çayımı içiyorum. Tebi kocama eşlik ediyorum :) Daha bütün gün benim, ne olacak adama iki dk kalkıp eşlik etsem... Vefakarım :) Sonra o gidiyor. Ben bi güzel yatağa geri dönüyorum. Yayıla yayıla uyuyorum ki uzun yıllardır sağ tarafı boş bir yatakta tek başıma yatmanın verdiği alışkanlıkla o yanımdayken rahat uyuyamıyorum . Sonra öğlene doğru kalkmaca, kızları aramaca. Tabi tüm dünya domestik bir rejimin etkisinde, kızlar da çalışmıyorlar. Bi yerde buluşup bi kahve seansı yapıyoruz. Oradan ufak tefek alışverişe... boş boş anlamsız gözlerle vitrin bakıyoruz. Çalışan ama iki dk acil bir iş için AVM'ye uğrayan işçi kesim de bize gıpta ve kıskançlıkla hatta hasetle bakıyor. Sonra kendi aralarında teselli etmek için binbir bahane uyduruyorlar, "yok yaa ben çalışmasam sıkıntıdan patlarım da, ne yapıcam bütün gün evde de, gündüz kuşağı televizyonda da bi şey yok" falan diye. Ezikler! Gündüz kuşağı televizyonu fazlaca eğlencelidir bir kere, hiç de sıkılmaya vaktin olmaz. Ohhh açarsın erken kalktıysan bi Doktorum seyreder, abuk sabuk bilgiler biriktirir alakasız muhabbetlerde satarsın. Sonra İzdivaç zamazingoları başlar ki ohooooo deyme keyfine, gülmekten yıkılır kalırsın. Peşine de bi tekrar dizisi bağlarsın , hoooopppp yemeği ocağa koy, kocan gelsin, yemektir falandır bakmışsın prime time olmuş...

O değil de benim domestiğin dibine vurduğum hayalim. Akşam görümceye yemeğe gitmek, eltinle gün yapmak falan. Anaaammmm ne dedikodular, ne corlar,  ne kazanlar devirmeler :)

Domestik darbeleri kafamdan alıp, ömrü billah bu minvalde takılasım var. Çok bilmiş beyaz yaka yaklaşımıylaa ayyyyy hiç de sıkılmazmışım gibi geliyor valla.
Kim ne derse desim evdeki kadın candır hacı! Ölüsü bile başkadır! Lokumdur lokummm!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder